Kaskoda rekabet kampanyalarla başladı fiyatlar iyice düştü

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 19 Mayıs 2008 10:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Sigorta şirketleri kasko sigortasında bir süredir ara verdikleri fiyat rekabetine kampanyalarla yeniden başladılar. Sigortacılar, ekonomide görülen durgunluğun etkisi ile azalan araç satışlarından daha fazla pay alabilmek için kampanyalara ağırlık verdiklerini söylüyorlar.

SİGORTACILAR, kasko sigortasında müşteriyi çekebilmek için peşi sıra kampanyalar düzenleyince, sigortada primler de ucuzladı. Yıllardır kasko sigortasında pazar payını artırmak için, zarar etme uğruna da olsa kıyasıya fiyat rekabetine giren sigorta şirketleri; zararın boyutu artınca geçen yıl ara verdikleri rekabete, kampanyalarla yeniden başladılar.

Teminat kapsamı genişletildi

Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, otomobillerde önemli sayılacak sigortalılık oranına ulaşıldığını, bunun kaçınılmaz sonucunun da rekabet ve rakip şirketin portföyü üzerine yoğunlaşmak olduğunu belirterek, "Bu da kampanya adı altında fiyatlardan indirim yapılması şeklinde ortaya çıkmaktadır" dedi. Mustafa Su, bu süreçte şirket olarak 'optimum primi' hesaplamaya yönelik çalışma yaptıklarını ve ürünlerinin teminat kapsamını genişlettiklerini ifade ederek, "Yaptığımız önemli bir çalışma da hasarı yönetmek" şeklinde konuştu.

Aksigorta Genel Müdürü Ragıp Yergin, şirketlerin pazardan daha fazla pay alabilmek için hem fiyatta rekabete girdiklerine hem de kampanyalar düzenlediklerine değinerek, müşterilerin de bu sayede en geniş teminatlı ürünü en uygun fiyata alabildiğini kaydetti. Yergin, son dönemde kasko sigortasında fiyatların yeni model araçlar için düştüğünü, üç yaşından daha büyük araçlar içinse fazla değişiklik göstermediğini belirtti. Ragıp Yergin, sektörde en geniş teminatlara sahip sigorta ürününün şirketlerinde olduğunu da vurguladı.

Fiyatlar istenilen seviyede değil

Aviva Sigorta Genel Müdürü Ertan Fırat; şirketlerin, karlı portföye ulaşmak için kaskoda segmentlere göre fiyatlamaya geçtiklerini belirterek, "Rekabet, hasar oranı düşük grupta olabildiğince arttı. Hasarı yüksek grupta ise fiyatlar yine yoğun rekabet yüzünden istenilen seviyede değil. Önümüzdeki dönemde toplanan primlerle hasarların karşılanamayacağını söylemek kehanet olmaz" dedi. Ertan Fırat, şirket olarak bu süreçte aracını az kullananlar için daha ekonomik poliçe hazırladıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ürünümüzün teması, kullandığın kadar ödeydi. Bu anlamda pazara öncülük ettiğimizi düşünüyoruz. Zaten sonrasında rakipler bu ürünümüzü taklit etmeye başladı."

Durgunluk rekabeti körükledi

Eureko Sigorta Genel Müdürü Okan Utkueri; şirketlerin, ekonomide görülen durgunluğun etkisi ile azalan araç satışlarından daha fazla pay alabilmek için kampanyalara ağırlık verdiğini söyledi. Utkueri, "Rekabet ortamında kısa vadede ön plana çıkmak için düşük fiyat uygulamalarına gidildiği. Kampanya tarzı uygulamaların fiyat rekabetini kızıştırdığını söyleyebiliriz" dedi. Şirketlerin özellikle ilk 3 yaşa kadar olan araçlarda uyguladıkları fiyat politikaları ile müşteriye farklı markalarda, farklı fiyat avantajları sağladıklarını vurgulayan Utkueri, bu kampanyaların müşterilerin kasko sigortalarını daha ucuz fiyatlardan almalarına olanak tanıdığını kaydetti.


Sigorta şirketi ile anlaşmazlığa düşerseniz

Noyan DOĞAN

KONUYA bir örnekle gireyim. Sigortalı aracınızla kaza yaptınız... Ancak sigorta şirketinizle hasar konusunda anlaşamıyorsunuz. Sizin istediğiniz, daha doğrusu size göre hakkınız olan hasar rakamını şirketiniz, o veya bu nedenden dolayı ödemiyor. Belki de çeşitli nedenler ortaya koyup, hiç ödemiyor.

Ne yapacaksınız? İki alternatif var. Birincisi, sigorta şirketini şikayet etmek. Kime ve nereye? Açıkçası bugünkü ortamda şikayet edip, sonuç alabileceğiniz bir mekanizma pek de yok. Geriye tekbir seçenek kalıyor, mahkemeye başvurmak. Önce avukat tutacaksınız... Avukatın masrafı ayrı, mahkeme masrafları ayrı... Kazanıp, kazanmayacağınız da meçhul. Davanın ne zaman sonuçlanacağı daha da meçhul. Meçhul çünkü, Türkiye'de sigortacılık alanında ihtisas mahkemeleri yok. Ayrıca karşınızdaki de koca sigorta şirketi. Üç-beş avukatı var.

Biliyorum ki, bu tablo sigorta şirketi ile anlaşmazlığa düşen birçok kişi için ürkütücü. O yüzden de çoğu kişi sineye çekiyor. Argo tabiri ile üzerine bir bardak soğuk su içiyor.

Kafaya koyup, bu tablodan ürkmeyenler ise dava yolunu tercih ediyor. Nitekim, mahkemelerde bu şekilde birçok dava görülüyor.

Şunu da belirteyim, uyuşmazlık ille de hasar sırasında olmayabilir. Prim ödemesi, gerçekleşen hasarın sigorta teminatı içinde olup olmaması, sahte hasar iddiası; hepsi birer uyuşmazlık sebebi.

MAHKEMELERE İHTİYAÇ OLMAYACAK

İşte, yıllardır sigortalı ile sigorta şirketi arasında doğan anlaşmazlıkların çözümü için yeni bir sistem getiriliyor; Tahkim... Şimdi diyeceksiniz ki, tahkim de nedir?

En basit anlamıyla, sigorta şirketiyle herhangi bir nedenden dolayı uyuşmazlığa düşerseniz, mahkeme yerine kurulacak olan Tahkim Komisyonu'na başvuracaksınız.

Daha detaylı şöyle anlatayım. Geçtiğimiz yıl yayınlanan Sigortacılık Kanunu ile, gelişmiş ülkelerde yıllardır uygulanan ve anlaşmazlıkların çözümünde hem daha hızlı hem de daha az maliyetli bir yöntem olan tahkim sistemi, Türkiye'de de başlıyor.

Bunun için önce Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'ne bağlı bir Tahkim Komisyonu kurulacak ki, bu komisyon kuruldu. Komisyona bağlı sigorta hakemleri olacak.

Tahkim Komisyonu'na gelen her bir tüketici şikayeti için komisyon, bir hakem atayacak. Sigorta hakemi ise görevlendirildiği tarihten itibaren en geç dört ay içinde o şikayet ile ilgili kararını vermek zorunda. Hakemin verdiği karar ise hem sigortalı hem de sigorta şirketi tarafından kesin sayılacak.

AMAÇ TÜKETİCİYİ KORUMAK

Eğer uyuşmazlık konusu 15 bin YTL ve üzerinde ise Komisyon bir heyet oluşturacak. Buradan da anlaşılacağı üzere; tahkim, daha çok küçük boyutlu anlaşmazlıklar için getirilmiş bir sistem ki, bugün mahkemelerde süren davaların çoğunluğu da bu şekilde. Yani, amaç tüketicinin korunması.

Küçük bir bilgi daha aktarayım. Tahkim, mecburi olmayacak. Yani, tüketici olarak diyebilirsiniz ki, 'ben tahkime gitmek istemiyorum, mahkemeye başvuracağım'. Kimse size 'hayır, tahkim mecburi' diyemez. Sigorta şirketi ile uyuşmazlığınızı ister tahkimde çözme yoluna gidersiniz, isterseniz de hukuk yoluyla. Ama ikisi birden olmaz. Benim tavsiyem, sistem başladığında tahkime gitmenizdir.

ÜÇ-DÖRT AY İÇİNDE BAŞLIYOR

Evet, sigortada tahkim en basit anlatımıyla böyle. Yeni sistem, hem sigortalı hem de sigorta şirketi için ciddi avantaj getiriyor. Sigortalı için avantaj çünkü, mahkemelerle uzun yıllar uğraşmayacak; sorununu hızlı ve daha az maliyetli çözecek. Şirketler için de avantaj çünkü, davalar yüzünden senelerce süren orta boyuttaki hasarların kısa zamanda çözülmesi şirkete operasyonel fayda sağlayacak. Tabi bunların da ötesinde tahkim, sigorta sektörüne olan güveni de ciddi anlamda artıracak.

Şimdi diyeceksiniz ki, çok güzel anlatıyorsun da peki, yeni sistem ne zaman başlayacak. Eli kulağında. Yukarıda da değindiğimiz gibi Tahkim Komisyonu kuruldu. Sigorta hakemleri de oluşturulmaya başlandı. Tahminim; Komisyon, en geç üç-dört ay içinde ilk şikayetleri almaya başlar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber